29

Makaleler

Dünya Görüşü, Varlık Tasavvuru ve Düzen Fikri: Medeniyet Kavramına Giriş

Sosyal bilimlerden sömürgeciliğe, popüler kültürden uluslararası ilişkilere kadar geniş bir alanda yaygın bir şekilde kullanılan “medeniyet” kelimesi, ortaya çıktığı 18. yüzyıldan bu yana değişim geçirmiş, zaman zaman zıt anlamlarda kullanılmış, kimi zaman şiddetle eleştirilmiş ve reddedilmiştir. Bir “merkez kavram” olan medeniyet, bünyesinde pek çok kavramı ve terimi barındırmakta ve bu yüzden esnek ve çok katmanlı bir nitelik arz etmektedir. Bu makalede medeniyet kavramının farklı kullanımları üzerinde bazı gözlemlerde bulunulduktan sonra bir medeniyet tanımı yapılmakta ve tanım, dünya görüşü ve varlık tasavvuru kavramlarıyla temellendirilmektedir. Bir dünya görüşünün zaman ve mekân boyutunda tezahür etmesi olarak tanımlanan medeniyet, muayyen bir varlık tasavvurunu, evren fikrini ve insan anlayışını ihtiva etmektedir. Bu kavramlar İslam ve Batı düşüncesine atıfla mukayeseli bir şekilde ele alınmakta ve yeni bir medeniyet tasavvurunun imkânı araştırılmaktadır.

İbrahim KALIN
II. Meşrutiyet Dönemi Siyer Müellifleri Arasında Geleneğin Sesi: Düzceli Yusuf Suad

Osmanlı modernleşmesinin en önemli basamağını oluşturan II. Meşrutiyet’in etkileri, her alanda olduğu gibi İslam tarihi ve siyer yazıcılığında da kendini göstermiştir. Bu dönemin siyer müelliflerinden biri olarak Düzceli Yusuf Suad’ı ve eseri Akvemü’s-siyer’i ele almayı amaçlayan bu makalede ilk olarak, ismine sadece sınırlı bir alanda ve özellikle Kafkasya çalışmalarında rastlanan Düzceli Yusuf Suad’ın biyografisi kaleme alınarak bu konudaki boşluk doldurulmaya çalışılmıştır. Ardından II. Meşrutiyet döneminde telif ettiği ve belli özellikleriyle aynı dönemde yazılan diğer siyerlerden ayrılan Akvemü’s-siyer tanıtılmış ve bu eserin matbuat hayatında sebep olduğu tartışma ele alınmıştır. Karşı tarafta Kılıçzâde Hakkı’nın yer aldığı bu tartışmada serdedilen tenkitler ve verilen cevaplar ayrıntılarıyla ortaya konulmuştur.

Güllü YILDIZ
The Chinese Islamic “Goodwill Mission to the Middle East”

This article narrates the publicity activities of the “Goodwill Mission to the Middle East” of the Hui delegation dispatched by the Chinese Islamic Federation during the late 1930’s and summarizes its contributions to the victory of China’s Anti-Japanese War. Such people-to-people diplomacy initiated by the Hui people, an Islamic minority in China, possesses great significances in many ways including developing the friendships between China and the Mideast countries. This matter is however neglected by many researchers in the same field.

Wan LEI
XVIII. Yüzyıl Sonlarında Üsküdar Vakıflarının Gelir Kaynakları

Üsküdar vakıflarının, Üsküdar Şer‘iyye Sicilleri’nde tutulan muhasebe kayıtlarına istinaden yazılan bu makalede vakıf gelirleri irdelendi. Vakıf gelirleri muhasebe kayıtlarında icarât ve murabahât diye ikiye ayrılır. Ev, han, bağ, bahçe gibi gayrimenkullerden elde edilen icare-i vahide, icare-i muaccele, icare-i müeccele mukataa-i kadime gibi her türlü kira geliri icarât kısmına yazılırken; muamele-i şer‘iyye, bey bi’l-istiğlâl, ferağ bi’l-istiğlâl gibi nakit sermayenin işletilmesinden elde edilen gelirler murabahât kısmına yazılır. Bu makalede tüm bu gelir kaynakları; bir yandan yapılış şekli, meşruiyeti, hükmü gibi hukukî açılardan, bir yandan da verimliliği, yaygınlığı, elde edilen gelirin sermayeye oranı ve bu oranın fiyat artışlarıyla ilişkisi gibi iktisadî açılardan ele alınmıştır.

Süleyman KAYA

Kitap Değerlendirmeleri