Modern Siyaset Tasavvurunun Mekanizmacı Arkaplanı

17. yüzyıl filozoflarının -ki Thomas Hobbes bunların en belirleyici olanıydı- “seküler” bir zeminde, mekanistik bir yaklaşımla,mekanik terimlerle ve analitik geometrik yöntemle formüle ettiği toplum, siyaset ve devlet düşüncesi, ana hatlarıyla modern siyaset düşüncesinin paradigmatik sınırlarını ve nihai çerçevesini oluşturmuş ve bugüne değin belirleyici olmayı sürdürmüştür. Ne var ki, modern siyaset tasavvurunun kök metaforu olan mekanizma düşüncesinin çağdaş kozmolojide bir karşılığı yoktur. Hâlihazırda siyaset felsefesi alanında yaşanan bunalımın ve köklü değişim ihtiyacının ardında yatan başlıca nedenlerden biri, modern siyaset algısının üzerine inşa edildiği mekanizmacı kök metafor ile bugünkü gerçeklik algısı arasındaki bu uyumsuzluktur. Modern siyaset tasavvurunun mekanizmacı kökenlerinin incelendiği bu çalışmada, kozmolojik algılarla siyaset düşüncesi arasındaki metaforik bağ özellikle Hobbes’un kurucu siyaset modeline referansla ele alınmıştır. Metafor ve modeller düşüncenin aktarılmasını kolaylaştıran estetik kalıplar olduğu kadar algılanan gerçekliği tesis eden ontolojik unsurlardır. İlgili literatürde, dünya görüşünün metaforlar üzerinden kurgulanması işlemi “kök metafor” olarak adlandırılan bir sembolik aktarım biçimi ile ifade edilmiştir. Kök metaforlar belli bir dönemin düşünürlerinin genellikle bilinçaltında verili kabul ettikleri ortak ve temel ön-kabulleri oluşturur. 17. yüzyıl, Avrupa düşüncesinin Aristotelesçi dünya tasavvurundan modern dünya tasavvuruna geçtiği son derece kritik bir dönemdir. Bu döneme kadar tüm gerçeklik, anlam ve değere kaynaklık eden hiyerarşik ve ahlaki bir bütün olarak algılanmaktayken, 17. yüzyıldan sonra Avrupalı zihin için gerçeklik matematiksel olarak ifade edilmiş fiziksel bir uzama dönüşmüştür. 17. yüzyılda yaşanan kozmolojik tasavvurdaki bu değişim, dolayısıyla, Avrupalılar için organizma kök metaforundan mekanizma kök metaforuna geçişi de ifade etmektedir. Mekanizma kök metaforunun modern toplum ve siyaset tasavvuruna etkisi pek derin ve belirleyici olmuştur. Zira cansız, ruhsuz ve birbirine benzer sonsuz sayıdaki fiziksel parçacığın bir araya gelmesiyle oluştuğu varsayılan bir niceliksel evrenin anlama ve değere kaynaklık etmesi artık mümkün değildir. Nitekim yeni gerçeklik tasavvurunda siyaset, aşkın değerler sisteminden soyutlanmış, müstakil bir alan haline gelmiştir. Bu minvalde, siyasal anlam ve değerler insanmerkezli bir temelde tanımlanmaya başlamıştır. Modern siyaset tasavvurunun kurucu zihni Thomas Hobbes’tur. Mekanizma kök metaforuna dayalı siyasal anlayış ilk defa Hobbes’un siyaset ve devlet modelinde inşa edilmiştir ve günümüze değin modern siyaset yaklaşımı Hobbes’un çizdiği genel çerçeve içerisinde kalmayı sürdürmüştür. M. Akif KAYAPINAR
Makaleyi indir

Yorum yazın

Yorum yapmak için giriş yapın.