Rasyonelleşme modern zamanın ruhunu yansıtan en önemli kavramlardandır. Weber tarihsel değişimi sağlayan şeyin bu rasyonelleşme eğilimi olduğunu ve modern dönemde en sık rastlanan rasyonalite türünün araçsal-rasyonellik olduğunu ileri sürmüştür. Weber’in araçsal rasyonalite kavramı hedeflere ulaşmak için eylemlerin akılcı şekilde düzenlenmesidir. Weber’den etkilenen tarihsel sosyologların başında gelen Michael Mann de iktidar ilişkilerinin ve kaynaklarının tarihsel gelişimini analiz ederken iktidarı kullanan aktörlerin hedeflerine ulaşmak için izlediği yöntemleri inceler. Bu makalenin temel amacı da Mann’in The Sources of Social Power isimli dört ciltlik kapsamlı çalışmasında çok boyutlu ağlar üzerinden ortaya koyduğu iktidar analizinde araçsal aklın nasıl ele alındığını ve yorumlandığını ortaya koymaktır. Bu çalışma ile Weber’in rasyonalite anlayışı hem yeniden yorumlanacak hem de araçsal rasyonalite kavramının Mann’in iktidar teorisindeki yeri belirlenecektir. Çalışmada karşılaştırmalı bir analitik okuma yöntemi takip edilerek Mann’in çalışmaları doğrudan Weber’in rasyonalizasyon kavramı ile karşılaştırılmıştır. Bu çerçevede makalenin temel argümanı şudur: Mann, Weber’in iktidar kuramını dört temel boyutta (ekonomik, askeri, siyasi ve ideolojik) yeniden ele almış, Marx’ın sınıf vurgusu ile Durkheim’ın düzen arayışını ve diğer bazı perspektifleri bir araya getirerek analitik bir model oluşturmuş ve bu çerçeveyi tarihsel örneklerle temellendirmiştir. Bu yolla Weber’in analizini daha kapsamlı ve tarihsel olarak açıklayıcı bir düzeye taşımıştır. Mann, Weber’in rasyonalite kavramını yalnızca araçsal rasyonalite çerçevesinde değil aynı zamanda toplumsal krizlere çözüm üretme potansiyeli taşıyan dinamik bir yapı olarak da ele almış ve bu sayede kavrama eleştirel bir açıklık kazandırmıştır.
Abdulkadir ÖNCEL